Ulaşımda en yaygın kullanılan vasıta karayolu ve karayolu taşıtlarıdır. Karayolundaki araçların belirli kurallara göre yol alması hem trafiğin akışını kolaylaştırır hem de olası trafik kazaların önüne geçer. Bu kuralların ihlal edilmesi trafik kazalarına neden olarak hem ihlal edenin hem de ihlal nedeniyle zarar gören diğer muhatabın maddi ve manevi açıdan zarara uğramasına yol açabilir. Karayolları Trafik Kanunu’nda trafik kazası; “Karayolları üzerinde hareket halinde olan, bir ya da birden fazla, aracın karıştığı ölüm, yaralama veya maddi zararla sonuçlanan olay” şeklinde tanımlanmıştır. Trafik kazası sonucunda sürücüler veya sürücülerden başka kimseler kazadan zarar görebilirler. Böyle durumlarda trafik kazası nedeniyle zarar görenler zararlarının tazminini bu kazaya sebebiyet verenlerden talep edebilirler. Burada önemle belirtmek gerekir ki trafik kazasında zararlar kazaya doğrudan veya dolaylı olarak kendi kusuruyla sebep olanlar tarafından giderilir Zarar TBK’nın 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümlerine göre tazmin edilir. Anılan maddeler uyarınca kusur sorumluluğu söz konusudur. Bu nedenle kazaya sebep olanlar meydana gelen zararları kendi kusur oranlarına göre giderirler. Bu makalemizde trafik kazası nedeniyle meydana gelen zarar kalemleri, bu zararların parasal karşılığının nasıl tespit edileceği ve kimlerden talep edilebileceği konuları ele alınacaktır.
Tazminat Davası Nedir?
Tazminat davası, kusurlu ve hukuka aykırı eylem nedeniyle zarara uğrayanların uğradıkları zararın eylemi gerçekleştiren tarafından giderilmesini mahkemeden talep ettiği davadır. Bu davada davalı taraf haksız ve hukuka aykırı fiili gerçekleştiren kimsedir. Tazminat davası TBK’nın 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümlerindeki şartların varlığı halinde açılabilir. TBK md. 49 uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Trafik kazaları genellikle hız limitinin aşılması, kırmızı ışıkta geçmek, sürücünün veya yayanın üzerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmesi gibi birtakım trafik kurallarının ihlal edilmesiyle gerçekleşmektedir. Bu durumda kusurlu eylemle meydana gelen trafik kazası maddi veya manevi zararlar doğurmaktadır. Bu durumda haksız fiil hükümlerinin şartları oluşmakta ve tazmin yükümlülüğü gündeme gelmektedir. Buna göre trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılabilmesi için TBK ‘nın 49. maddesindeki kusur, zarar, illiyet bağı gibi şartların varlığı gerekmektedir.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında Zamanaşımı
Trafik kazası nedeniyle meydana gelen zararların tazmin edilmesi için öngörülen zamanaşımı süreleri haliyle zararın meydana geldiği günden itibaren işlemeye başlar. Bu durumda esas zamanaşımı davası ve ceza zamanaşımı davası söz konusudur. İki zamanaşımından hangisi davacının lehine ise o zamanaşımı esas alınır.
Hukuk zamanaşımı süresi: TBK’da düzenlenen haksız fiil hükümlerindeki zamanaşımı sürelerine tabidir. Buna göre trafik kazası nedeniyle zarar gören zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde ve her halde 10 yıl içinde dava açmalıdır. Aksi takdirde dava zamanaşımı düşer.
Ceza zamanaşımı: Trafik kazalarında vaki olan suçlar öldürme ve yaralamadır. Burada TCK’nın öngördüğü ceza zamanaşımı uygulanır. Ceza zamanaşımı süresi içerisinde ceza davası açılmış olup devam etmekte iken esas zamanaşımı süresi sona ermiş olsa bile ceza zamanaşımı süresi içerisinde maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli Mahkeme; kural olarak Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir. Ancak sigorta şirketine dava açılacaksa ya da sigorta şirketiyle birlikte diğer sorumlulara karşı dava açılacaksa görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Zira aracı sigortalayan şirketin sorumluluğu ticari faaliyetinden kaynaklanmaktadır.
Yetkili Mahkeme; Birden fazladır. Buna göre;
-Davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi
-Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesi
-Zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi
-İlgili sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi
YARALAMALI TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI
Trafik kazasında yaralanma söz konusuysa yaranın boyutu doğrultusunda zarar kalemleri de genişlemektedir.
Tazminat Davası Kimler Tarafından Açılabilir?
Yaralamalı trafik kazalarında maddi tazminatı ancak kazada yaralananlar talep edebilirler. Aynı şekilde manevi tazminat talepleri de yaralanan tarafından ileri sürülebilir fakat yaralanma uzuv kaybı, sakatlık gibi kalıcı ve ağır boyutta ise yaralananın yakınları da yaralanmadan manevi acı ve ıstırap duyabilirler. Bu durumda yaralananın yakınlarına da uğradıkları zarar nedeniyle manevi tazminat davası açma hakkı tanınmıştır.
Tazminat Davası Kimlere Karşı Açılabilir?
Maddi tazminat davası trafik kazasına sebebiyet veren kusurlu sürücüye karşı açılır. Araç trafik kaydında sürücü adına kayıtlı değilse, kanunen aracın maliki de sürücü gibi sorumludur. Bu nedenle tazminat davası her ikisine karşı açılır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası açısından ödenmesi zorunlu bulunan teminat limiti sigorta tarafından karşılanır. Limiti aşan zararlar için ise sürücüye ve araç malikine başvurulur. Birden fazla kişinin neden olduğu bir kazada birden fazla sorumlu varsa doğan zarardan müteselsil sorumludurlar. Her biri zararın tamamının tazmininden sorumlu tutulurlar. Zarara uğrayan kişi davayı bunlardan birine veya tamamına karşı açabilir.
Manevi tazminat bakımından sigorta şirketi sorumlu değildir ancak isteğe bağlı sigorta(kasko) kapsamında manevi zararların giderileceği de teminat altına alınmışsa manevi zararlardan sigorta şirketi de ihtiyari sorumlu olur.
Zarar
Kaza sonucu yaralanan kişinin/kişilerin yaralanmanın ağırlığına göre uğradıkları ve uğrayacakları öngörülen maddi kayıplar ile yaralanma ile yaralananın/yakınlarının duyduğu fiziksel acı/ruhsal bunalımın neden olduğu manevi çöküşü ifade eder. Burada zararın kapsamını TBK’nın haksız fiil hükümlerinde öngörülen zarar kalemleri ile belirlemek gerekir. Buna göre yaralamalı trafik kazalarında zarara karşılık maddi tazminat olarak;
Yaralanan kişi sigortanın teminat limitine kadar olan kısım için sigorta şirketine başvurabilir, limiti aşan kısım için kazaya neden olan kusurlu sürücü ve araç malikine karşı tazminat davası açabilir.
Manevi tazminat davası yaralanan tarafından açılır, ancak yaralanmanın boyutuna göre yaralananın yakınları da yaralanma nedeniyle uğradıkları manevi zararın tazminini talep edebilirler.
ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI
Trafik kazası ölüme neden olmuşsa kusurlu sürücünün hukuki ve cezai sorumluluğu doğar. Özellikle ölenin yakınları bakımından maddi ve manevi zararlar meydana gelir. Bu zararlar TBK’nın haksız fiil hükümleri çerçevesinde tazmin edilir.
Tazminat Davası Kimler Tarafından Açılabilir?
Trafik kazasında ölüm nedeniyle meydana gelen maddi zararların tazminini ölüm nedeniyle malvarlığında azalma gerçekleşen yakınları ile ölenin maddi desteğini alan ve ölüm nedeniyle bu destekten yoksun kalan kimseler talep edebilirler. Trafik kazası nedeniyle ölenin yakınları ölüm nedeniyle duydukları ıstırap ve acı gibi manevi yönden uğradıkları zararın tazminini talep edebilirler.
Tazminat Davası Kimlere Karşı Açılabilir?
Maddi tazminat davası kusuruyla ölüme sebebiyet veren kişilerden talep edilebilir. Kusur sürücüden kaynaklanmaktaysa sürücü, araç sahibi ve araç işleteni müteselsil sorumludurlar. Trafik kazası aracın teknik kusurlarından kaynaklanmaktaysa maddi ve manevi zararlardan araç sahibi ile işleteni kusurları oranında sorumlu tutulur.
Ölüme neden olan araç Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında ise ilgili sigorta şirketi poliçede belirtilen limitle sınırlı olmak kaydıyla maddi zararlardan sorumlu tutulur. Ancak ihtiyari olarak poliçede manevi zararlar bakımından sorumluluk üstlenilmişse, sigorta şirketi manevi zararlardan da sorumlu olur.
Önemle belirtmek gerekir ki ölüme neden olan kazanın gerçekleştiği aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası olmasa dahi ölüm nedeniyle uğranılan maddi zararlarla yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Güvence Hesabı oluşturulmuş olup söz konusu maddi zararlar güvence hesabından talep edilebilir.
Zarar
Zarar, bizzat ölümün kendisi değil, bundan doğan olumsuz ekonomik ve ruhsal sonuçlardır. Ölümün derhal gerçekleşmiş olması ile bir süre sonra gerçekleşmiş olması arasında meydana gelen maddi zararlar bakımından fark vardır. Buna göre ölümlü trafik kazalarında maddi zararlar TBK’nın 53. Maddesinde belirtildiği üzere;
Öte yandan trafik kazasında ölenin yakınlarının duyduğu ruhsal acının neden olduğu manevi zararın tazmini de istenebilir.
MADDİ HASARLI TRAFİK KAZALARINDA TAZMİNAT DAVASI
Trafik kazalarında araçların hasar alması kaçınılmaz bir gerçektir. Sadece araç üzerinde maddi hasar yaratan trafik kazalarında kaza tespit tutanağı tarafların kusur oranının ve buna bağlı olarak sorumlu oldukları maddi tazminat tutarlarının belirlenmesinde önemlidir. Sigorta şirketleri belirlenen kusur oranına göre ödeme yapar. Yalnızca araç hasarına neden olan trafik kazalarında taraflar olay yerinde kendi aralarında kaza tespit tutanağı tutabilirler. Bu tutanak sigorta şirketlerine iletilir. İlgili tutanak ve olay yerine ait fotoğraflar sigorta şirketlerince kendi kusur oranlarının değerlendirilmesini yapılmak üzere incelenir. Kusur oranları üzerinde anlaşma sağlanırsa ilgili sigorta şirketleri zararları kusurları oranında, poliçedeki limiti aşmamak kaydıyla giderir. Limiti aşan kısım için kusurlu taraf aleyhine maddi tazminat davası açılabilir.
Tazminat Davasını Kimler Açabilir?
Tazminat davası trafik kazası nedeniyle aracı hasarlanan araç maliki veya bir sözleşmeyle araca zilyet olan tarafından açılabilir. Araç malikinin veya zilyedin ölümü halinde mirasçıları da bu davayı açabilirler.
Tazminat Davası Kimlere Karşı Açılabilir?
Tazminat davası aracı işletene, araç sürücüsüne ve kusuru bulunan diğer kişilere karşı açılabileceği gibi zorunlu trafik sigortası veya kaskosu bulunan araçlarda sigorta limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ödeme yapmayan veya kısmi ödeme yapan ilgili sigorta şirketine karşı açılabilir.
Zarar
TRAFİK KAZASINDA KUSUR ORANININ VE TAZMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ
Kusur Oranı
Borçlar Kanunu uyarınca haksız fiilde kusur esas olduğu için trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen zararlardan kusurlu taraf kusuru oranında sorumlu tutulur. Bu bağlamda kusuru bulunmayan taraf aleyhine tazminat sorumluluğu doğmayacaktır. Kazaya sebebiyet veren kişi veya etkenlerin sorumluluk oranı kusur oranıdır. Kusur oranının belirlenmesi özel mesleki mesleki teknik ve bilgi gerektirdiği için trafik kazalarında tarafların kusur oranını hâkim tayin edemez. Kusur oranının belirlenmesinde kaza tespit tutanağı, kaza yerinin incelenmesi, sürücünün seyir yönü, zarara uğrayanın kusurunun var olması halinde bunun da değerlendirilmesi için oluşturulan kroki ve raporlar ile kusuru etkileyen diğer hususlar göz önünde bulundurularak kusur oranı bilirkişi tarafından belirlenir. Örnek vermek gerekirse bir trafik kazasında %100 sorumlu bulunan sürücü tam kusurludur ve zararın tamamından sorumlu tutulur. Eğer kusur oranı %50 ise meydana gelen zararın yarısından sorumlu tutulacaktır. Son olarak kusursuz ise yani %0 kusur oranı tespit edilmişse meydana gelen zarardan sorumlu olmayacaktır. Tazminatın hesaplanmasında kusurun yanı sıra davacının ekonomik durumunun tespiti de önem taşımaktadır. Nitekim aşağıda ayrı bir başlık altında ele alacağımız tazminat tutarının hesaplanmasında kişinin maaşı, yaşı gibi etkenler kullanılmaktadır.
Maddi Tazminat Miktarının Hesaplanması
Yaralamalı kazalarda maddi tazminat davasında tazminat tutarının hesaplanmasında şu hususlar dikkate alınır:
Maluliyete uğrayan kişinin kusur oranı ve olaydan sonra oluşan zarar miktarının tayinini doğru yapmak tazminat miktarının belirlenmesinde önem arz eder. Trafik kazasında maddi tazminat miktarı şu şekilde belirlenir;
Manevi Tazminat Miktarının Hesaplanması
Yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarında manevi tazminat tutarı belirlenirken şu hususlar göz önünde bulundurulur:
Manevi tazminat bir zenginleşme aracı değildir, amaç zarara uğrayanda bir nebze olsun huzur duygusu uyandırmaktır.